Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaleminden “Hakça Paylaşmak İçin Toplumsal ADALET”

featured

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni kitabı “Hakça Paylaşmak İçin Toplumsal ADALET” Tekin Yayınevi tarafından yayımlandı. Kılıçdaroğlu’nun “Özgür ve Adil Bir Türkiye İçin YÜRÜYÜŞ” kitabının ardından, 13. Cumhurbaşkanı adayı kimliğiyle yaptığı “ortak gelecek” çağrısının hangi fikirler üzerine inşa edildiğini anlatan “Hakça Paylaşmak İçin Toplumsal ADALET” yakında tüm kitabevlerinde.

 

“Kemal Kılıçdaroğlu kimdir?”sorusunun kamu ve devlet yönetimine dair görüşleri ve değerlendirmeleri üzerinden yanıt bulduğu kitapta, Kılıçdaroğlu’nun 1976’dan itibaren kaleme almaya başladığı yazılarında ülkesinin geleceğine dair düşündüğü, kamu ve devlet düzenindeki sorunlara dair yapısal, iyileştirici ve ilerici önerilerde bulunduğu ve ülkesinde yaşayan her ferdin “yurttaşlık bilincine” ulaşması için mücadele ettiği görülüyor.  

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet” diyerek başladığı yürüyüş bir ortak gelecek çağrısıydı. Ancak adaletin kendiliğinden memlekete gelmeyeceğini, onun için mücadele etmek gerektiğini de çok iyi biliyordu. Bu mücadele Adalet Yürüyüşü’nün ardından Millet İttifakı’nın kurulması, yerel seçim zaferi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinin geliştirilmesi, Altılı Masa’nın oluşturulması, bu masanın Ortak Politikalar Mutabakat Metni çerçevesinden Millet İttifakı’na dönüşümü aşamalarından geçerek bir iktidar stratejisine dönüştü. Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının ilanıyla da iktidar yolunda yeni bir aşamaya geçildi.

 

Seçme yazı, söyleşi ve konuşmaları içeren 656 sayfadan oluşan kitap, Kılıçdaroğlu’nun 3 Aralık 2022 tarihinde yaptığı, ülkenin fiziki ve yapısal boyutta yaşadığı yıkımlardan kurtulmanın yol haritası niteliğindeki “İkinci Yüzyıla Çağrı” başlıklı vizyon toplantısı değerlendirmelerini; 5 Aralık 2022’de TBMM 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerindeki vizyonunu ve 1976’dan 2010’a kadar sistemli bir şekilde yazdığı kamu yönetimindeki düzenlemelere ilişkin teknik değerlendirmelerini ve önerilerini kapsıyor.

 

Kılıçdaroğlu’nun kamu yönetimi ve hizmetlerinde, vergilendirmede, mevzuatta, maliye politikalarında ve toplamda bütünlüklü bir ekonomi politikasının temelinde “hakça paylaşmak için toplumsal adalet” olması gerektiği fikri, tanışık ve alışık olduğumuz dingin ve öğretici üslubuyla karşımıza çıkıyor:

 

“Bu yazıları yayımlarken temel hedefim demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan denetim ilkesinin hayata geçmesine yardımcı olmaktı. Yazıların içinde barındırdığı eleştirel ton dikkatli okuyucu tarafından fark edilecektir. Yıllar sonra geriye baktığımda bir bürokrat olarak mensubu olduğum kurum da dâhil olmak üzere birçok devlet kurumuna eleştiriler getirdiğim yazılarım nedeniyle başıma bir şey gelmemiş olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir zamanlar Türkiye’de mesleki uzmanlığa saygı gösteren yöneticiler vardı ve bu yöneticiler kendilerine yöneltilen eleştirileri de hatalarını düzeltmek ve mükemmele ulaşmak için bir fırsat olarak görürlerdi. Bu anlayışla devletime ve milletime hizmet ettiğim günlerin hatırası, aileme bırakacağım önemli bir miras.”   

 

Dünden bugüne, Türkiye’nin maliye politikalarına cesur ve sert eleştiriler getiren Kılıçdaroğlu, vergi yolsuzlukları, gelir adaletsizliği, halktan toplanan vergileri sorgulamadaki bilinç eksikliği gibi çok yönlü sorunlara parmak basıyor:

 

Yıllar önce yazılarımda ele aldığım konuları Türkiye’nin hâlâ çözememiş olması benim için de üzüntü verici. Şeffaflık, denetim ve yolsuzlukla mücadele konularında büyük bir çöküş manzarasıyla karşı karşıyayız. Oysaki halka hesap veren bir yönetim anlayışı cumhuriyet felsefesinin de özüdür. Çünkü cumhuriyette ayrıcalık sahibi kimse yoktur. Yurttaşların eşitliği temel prensiptir.”

(…)

Dikkatli okuyucularım bir konuyu daha fark edecektir; neredeyse yarım asra yayılan bu serüven boyunca Kılıçdaroğlu’nun bazı konularda hiç değişmediğini. Kul hakkına ne kadar büyük önem verdiğini. Yolsuzluklar ve kayıt dışılık karşısında mücadele stratejileri konusunda kafa yorduğunu. Denetlenen ve halka hesap veren bir yönetim anlayışını kendine rehber edindiğini.

(…)

Ayrıca yıllardır siyasi amaçlarla Erdoğan tarafından SSK’yı batırmakla suçlandım. Bu saçma suçlamalara gülüp geçmek mümkün ama okuyucularım bu kitapla görecektir ki SSK’yı sorunlar yumağı haline getiren politikalarla çok uzun süre mücadele ettim. Bu politikalara karşı görüşler geliştirdim ve bunları kamuoyuyla paylaştım. Özetle vatandaşlarımın bu konular üzerine yıllardır düşündüğümü, görüşlerimi cesaret ve sabırla geniş kesimlerle paylaştığımı görmeleri arzusu, bu kitabın yayımlanmasındaki temel amaçtır.”

 

Kitapta, 1976’dan bugüne sistemli ve tutarlı şekilde dile getirilen eleştirilerin isabetliliği ve güncelliği dikkat çekerken, “Vergilerin nereye harcandığını sorgulamazsanız demokrasiyi geliştiremezsiniz” fikrini temel alan Kemal Kılıçdaroğlu, deprem felaketinin acıları tazeyken Deprem Vergisi dahil tüm vergilerin nereye harcandığını sorgulamanın hayati bir yurttaşlık görevi olduğunu hatırlatıyor. Kılıçdaroğlu 1999 depreminin ardından uygulamaya konulan Deprem Vergisi için o gün “Deprem Vergisi Ne Ölçüde Hukuka Uygun?” diye soruyor ve “…hukuk kurallarını zorlayarak vergi yasası çıkarmamalıyız. Depremin yol açtığı yaraları sarmak elbette ki hepi­mizin görevidir. Vergiye evet, ama hu­kuka uygunsa” diye ekliyor.

 

2001 yılında Yolsuzluk Ekonomisi üzerine kaleme aldığı yazısında ise “Bugün Türkiye’de yolsuzlukla mücadele biraz da kişilere bağlı olarak gelişiyor ve etkinleşiyor. Oysa yapılması gereken, yolsuzluğu özendiren sistemi değiştirmektir” diyerek, bir sistem ve zihniyet dönüşümüne dikkat çekiyor.

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun en güçlü çağrısı ise gençlere: 

 

“Bütün vatandaşlarımın benim, saraylarda yaşayan bir insan olmak için değil Türkiye’yi barıştıran ve sorunlarını çözen bir insan olarak tarihe geçmek istediğimi bilmesini istiyorum. En büyük dileğim ise bu kitabın gençlerin ilgisini çekmesi ve gençler tarafından yaygın biçimde okunması. Demokrat amcalarının bu noktaya gelmeden önce hangi konularla uğraştığını ve aydınlık Türkiye mücadelesine bir fikir işçisi olarak başladığını görmelerini istiyorum. Bütün mücadelem onlar için…”

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni kitabı “Hakça Paylaşmak İçin Toplumsal ADALET” online platformlarda ve 7 Nisan Cuma günü tüm kitabevlerinde.

 

ARKA KAPAK YAZISI

 

Ayağa kalkın gençler! Ayağa kalkın kadınlar! Ayağa kalkın çocuklar!

 

Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Söz veriyorum, bu ülkeye hak, hukuk, adalet mutlaka gelecek!

Ve söz veriyorum, bu ülke yeniden doğacak.

Söz veriyorum, Atatürk’ün vizyonunu hayata geçireceğiz.

Ve söz veriyorum, yasama sevincimizi geri alacağız. Çünkü ancak biz kazanırsak Türkiye kazanır! Önce kendinizi alkışlayın!

İktidara geliyorsunuz… İktidara geliyoruz, iktidara! Haydi alkışlayın!

Dünyanın gözünün içine bakın. Ve haykırın: Ey dünya!

Türkiye senin ucuz is gücü alanın olmayacak!

Türkiye senin mülteci kampın olmayacak!

Türkiye senin çöp depolama alanın olmayacak! Ben sana rakip olacağım! Sana rakip olmak için geliyoruz ey dünya, sana rakip olmak için! Türkiye bir yıldız gibi parlayacak!

Yeni Türkiye hayalimiz için yola çıkıyoruz!

Hayırlı, uğurlu olsun…

 

 

Haydi arkadaşlar, başlıyoruz!

Başlıyoruz! Başlıyoruz!

 

Büyük zamanların arifesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerini geriye doğru takip ettiğimizde 1976’dan itibaren yazmaya başladığı yazılarında, temiz, özgür ve eşit bir Türkiye hayalinin capcanlı tezahürlerini görüyoruz.

Elinizdeki kitapta Kılıçdaroğlu, bugün olduğu gibi yıllar önceki makalelerinde de ödediğimiz vergilerin nereye gittiğinden yolsuzluğa, rüşvete, maliye politikalarındaki çarpıklığa kadar sorguluyor, cesur eleştiriler getiriyor.

Bugün yaşadığımız deprem felaketiyle bu sorgulama biçiminin bir vatandaşlık görevi olduğu apaçık karsımızda duruyor.

Kitabın bu bilince ve yepyeni, insanca yaşanır bir Türkiye çağrısına katkıda bulunması dileğiyle…

Giriş Yap

Söz Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız