Kemoterapide Karaciğer Destekli Tedavi Yöntemi Bulundu

featured

Kolon kanserinde, karaciğer metastazı olanlarda kullanılan yeni nesil bir tedavi yöntemi olan Li-Ox tedavisi, verilen ilacın direkt olarak karaciğere ulaşmasını sağlıyor. Onkoloji hekimleri karaciğere ulaştırmak istediği her türlü kemoterapi ilacını bu yöntemle uygulayabiliyor.

Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Metin Çevener, kanserde metastazı tanımlayarak “Kanser, farklı yollarla uzak organlara ve dokulara yayılabilir. Bu duruma metastaz denilmektedir” diyerek, karaciğer metastazıyla ilgili şunları söyledi: “Karaciğer de insan vücudunda en sık metastaza maruz kalan organlardan biridir. Karaciğer metastazı vücuttaki herhangi bir yerde ortaya çıkan kanserin karaciğere yayılması anlamına gelmektedir. Karaciğer vücudun fabrikası konumunda bir organdır.” Karaciğer metastazlarında bazı durumlarda hastalarda yorgunluk, karın ağrısı, sarılık ve kan tahlillerinde karaciğer fonksiyonlarında bozulma gibi belirtiler görüldüğüne dikkat çeken Dr. Çevener, “Bu durum ultrason, MR, PET-CT, tomografi gibi görüntüleme yöntemleriyle de teşhis edilebilir. Kemoterapi, radyofrekans, mikrodalga ablasyonu, kriyoablasyon, nanoknife ablasyon gibi yöntemlerle tedavi yapılabilmektedir. Ancak onkolojide özellikle de girişimsel onkoloji alanında yeni gelişmelerle birlikte yeni tedaviler de bulunmaktadır. Bu tedavilerden en yenisi ise Li-Ox yöntemidir” dedi.

Lİ-OX TEDAVİSİ NEDİR?
Li-Ox tedavisini ise Dr. Çevener şöyle anlattı: “Liver, karaciğer; oxaliplatin ise kemoterapi ajanı anlamına gelmektedir. Li-Ox yöntemindeki, ana amaç kemoterapi ajanının direkt olarak karaciğere ulaştırılmasıdır. Li-Ox tedavisi kolon kanserinde karaciğer metastazı olanlarda kullanılan yeni nesil bir yöntemdir. Günümüzde girişimsel radyolojide kullanılan diğer yöntemlerden türetilmiş bir üst nesil tedavidir. Onkoloji hekimlerinin karaciğere ulaştırmak istediği her türlü kemoterapi ilacı bu tedavide kullanılabilir.” “Li-Ox, anjiyografik bir yöntemdir” diyen Dr. Çevener, kullanmak istenilen kemoterapi ajanının karaciğer içindeki metastazlara ulaşmasını sağladığını söyledi. Dr. Çevener “Bu yöntem sadece kolon kanserinde kullanılmamaktadır. Her ne kadar kolon kanserinde geliştirilen bir tedavi yöntemi de olsa karaciğere metastaz yapan örneğin yemek borusu, mide, pankreas, yumurtalık kanserlerinde de kullanılır. Karın boşluğu dışındaki diğer organların karaciğer metastazlarında kullanılabilir” dedi.

KİMLERE KULLANILIYOR?
BU yöntemin karaciğere sıçrama gerçekleşmiş 4’üncü evre hastalarda kullanıldığını söyleyen Dr. Çevener “Her ne kadar kolon kanseri için geliştirilmiş olsa da karaciğere sıçrama yapmış kanser türlerinde kullanılabilmektedir. Bu tedavide yaş kısıtlaması yoktur. Erken yaşlardan ileri yaşlara kadar bütün hasta gruplarında kullanılabilmektedir” dedi.

ÖN HAZIRLIKSIZ YÖNTEM
Tedavı işlemine başlamadan önce kalp damar cerrahisi tarafından hastaların omuz bölgesindeki atardamarına bir port yerleştirildiğini söyleyen Dr. Çevener, yapılan işlemleri şöyle sıraladı
 Port yerleştirme işlemi hastanede bir günlük yatış gerektirmektedir.
 Tedavi bu porttan gerçekleştirilmektedir.
 Tedavi planı genellikle 4 ile 6 seans olarak planlanmaktadır.
 Bu tedavi yaklaşık 1 saat kadar sürmektedir.
 Seanslar tamamlandıktan sonra kalp damar cerrahları tarafından hastaların omuzlarındaki port günübirlik bir yatış ile çıkarılmaktadır.
 Her senasta hastalar kan tahlilleriyle kontrol edilmekte herhangi bir yan etki olup olmadığı bu şekilde takip edilmektedir.
 6 seanslık kür bittikten sonra hastalara yeniden tomografi, PET veya MR çekilerek tedavinin başarısı ortaya konmaktadır.

KARACİĞERE DAHA ÇOK İLAÇ GİDİYOR
Diğer organlarda kan getiren bir atardamar ve kanı çıkaran bir toplardamar bulunurken karaciğerimizde diğer organlarda bulunmayan özel bir durum mevcuttur” diyen Dr. Çevener, şunları söyledi: “Karaciğerde hem kalpten kan getiren bir atardamar hem de bağırsaklardan kan getiren ikinci bir atardamar vardır. Yani karaciğerde iki atardamar bir toplardamar bulunmaktadır. Bu daha önce kullanılan tedavilerde bir takım dezavantajlar oluşturmaktadır. Karaciğere gelen kanın bir kısmı kalpten bir kısmı da bağırsaklardan gelmektedir. Girişimsel radyolojide kullanılan diğer yöntemlerde genelde kalpten gelen atardamarlar kullanıldığı için bağırsaklardan gelen kan dolaşımı da devam etmektedir. Eski tedavi yöntemlerinde karaciğere gelen kemoterapi ilacı bağırsaklardan gelen kan ile seyrelmektedir. Ancak Li-Ox ile bağırsaklardan gelen kan dolaşımı kesildiği için karaciğere daha yüksek konsantrasyonda kemoterapinin ulaşması sağlanmaktadır.”

Lİ-OX’UN KEMOTERAPİYE GÖRE FARKI NEDİR?
Li-Ox’un tüm girişimsel onkoloji tedavileri arasında yeni bir tedavi metodu olduğunun altını çizen Dr. Çevener, şunları söyledi: “Hasta açısından oldukça pratik bir yöntemdir. Klasik kemoterapi yöntemine göre avatantajları bulunmaktadır. Klasik kemoterapi, hastaların kol damarlarından veya göğüslerinden port olarak adlandırılan cihazlarla verilmektedir. Bu tedavilerde kullanılan kemoterapi ajanı kol damarlarımdan dolaşım sistemine verildiği için verilen ilaç kan dolaşımında dolaşır. İlacın ne kadarının karaciğere gittiği net olarak bilinmemektedir. Li-Ox ile verilen ilaç direkt olarak karaciğere ulaşmaktadır.”

Giriş Yap

Söz Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!